Mayıs 23, 2010

"çarşı.. bana mı karşı.."

"canın ne çekiyor..? söyle hemen hazırlayayım.." tezkere belgesini cebime koyup eve geldiğim andan itibaren bu replik annemin dilinden düşmüyordu.. "şöyle dolu bir tabak patates kızartmasına hayır demem.." dememle birlikte annem, mutfağa koşup başlıyordu kızartmaya.. yüzümde mutluluktan dolayı kocaman tebessüm, bir sonraki dileğim ne olsun diye düşünüyordum..

çarşıda ise askerden döndüğümü duyan tüm orta yaş aralığında, belli bir hayat tecrübesi edinmiş bey amcalar ise istinasız "asıl askerlik şimdi başlıyor.." cümlesini kuruyordu.. kimisi konuşmanın başında, kimisi konuşmanın sonunda veda busesi niyetiyle söylüyordu.. yüzümde zoraki gülümsemeyle "doğru.." deyip, olay yerinden koşarak uzaklaşıp anneme sığınmak istiyordum..

evdeki hesap çarşıya uymuyordu.. evde lale devrini yaşarken, çarşı benim için fetret devriydi.. ikinci bir emre kadar çarşı izinlerimi kilitliyor ve annemin beni tahttan indireceği güne kadar evin tadını çıkarmaya bakıyordum..

1 yorum:

•düşler kon∫erves¡• dedi ki...

.. bu ne keyif paşam :o)