Aralık 11, 2009

"based on a true story "

1o numara arkadaşınızın evine gittiğinizde gelir başınıza..odasında otururken 1o numaranın, evin annesi seslenir; 'gelin yemek hazırladım..' oturup yersiniz; sen,evin annesi ve 1o numara.. birşeyler eksiktir sizin için sofrada ve istersiniz 1o numaradan.. 1o numara derki 'kalk al..üst çekmecede'.. evin annesi 'aaa oğlum hizmet etsene arkadaşına..misafir o'.. tebessüm edersin sadece.. sana göre en makbul davranışı sergilemişsindir.. azdıkca azar 1o numara 'ya ne misafiri.. böyle misafir mi olur ?'.. bu sadece giriştir.. gelişmede ise; sen yerken rızkını, 1o numara 'olm nefes al arada..' ya da 'olm ne zamandır yemek yemiyorsun ?'.. tarzında şeyler söyler ve evin annesi bunu duyar duymaz seni korumaya başlar.. 'karışmasana arkadaşına' ya da 'uğraşma..rahat yesin yemeğini'.. sen gene sessiz kalır ve savunmayı evin annesine bırakırsın.. en makul davranış dediğin tatlı gülümseme ile durumu geçiştirir ve hızlıca yersin.. sonuçta teşekkür eder, elinize sağlık dediğinizde; evin annesi ısrarla biraz daha yemenizi isterken, 1o numara 'daha ne yesin ya' gibilerinden şeyler söyleyip, keyifle geçen yemek sonrası sigarasını yakar..

Aralık 02, 2009

"kıyma çekilir"

konu komşu, akraba, kestiği kurban etinden bize ayırdığı kısmı, bim,dia,migros yada mahallenin yerel süpermarket poşetleri içinde getirirdi.. annem, gelen etleri koca bir tepsiye koyardı.. sık et, kemikli et, ciğer gibi başlıklar altında kategorize ederdi kurbanlık etleri annem.. sık etleri 2-3 poşet içine koyup tutuştururdu elime ve yanında bir miktar para.. 'bak bu ufak torbadakini 2 kere çeksin, çiğköfteye koyulcakmış de' derdi.. nasihatı ve gidilecek yeri ezberler olmuştum.. 'Satıraltı et & tavuk' her sene olduğu gibi 'kıyma çekilir' yazısını koca harflerle camekanına asmıştı kurban bayramı sonrasında.. biri ufak olan 2 et dolu poşeti verip,annemin nasihatini harfi harfine söylerdim.. poşetlerin çekilmeden önce gelen ağırlığı ile kıyma olduktan sonraki ağırlığı arasında hep fark olurdu.. et buharlaşıyordu sanki ama gene de ben ses etmezdim.. kasapın elinde satır, benim ellerimde ise bir miktar para olmasıydı belki sesimi çıkartmamama sebep olan.. kasap,annemin verdiği bir miktar paranın bir miktarını alır ve bir miktarını da para üstü olarak gerir verirdi.. kalan para üstü ile yolda futbolcu kartları ve çitos alırdım kendime.. annemede 'tam tuttu' derdim eğer 'para üstü kalmadı mı? diye sorarsa.. akşam ise ne kadar ekmek varsa o kadar köfte olurdu..


ne ara,nasıl oldu bu kurban bayramı sonrası etin kıymaya dönüştürme ritüeli bizim evde bitti hatırlamıyorum ama benimde artık 'nerede o eski bayramlar ?' diye soranlara anlatıcak hikayem olduğu için seviniyorum..