Eylül 29, 2010

"sana şu kadarını söyleyeyim"

üstümüzden yıllar geçmiş,dökülen saçlar ve sararan dişler kalmıştı geriye.özgüvenimizi yitireli ise çok zaman olmuştu.hayattan beklenilen ile elimize geçen arasındaki fark 7 den 70 e çıkmıştı anlayamadan.birer hiçtik ve yok olmayı bekliyorduk..

Eylül 15, 2010

"akdeniz akşamları bir başka oluyor"

bir sene boyunca deli gibi çalışıp, dişinden tırnağından arttırarak biriktirdiği parayı, bir haftalık tatilde bitirmiş arkadaşımın evindeyim.. gittiği tatil beldesinde yabancı turist olmamasından muzdarip, anlattıkça anlatıyor.. tatilin asıl maksadı; kızgın kumlardan serin sulara koşmak, senenin yorgunluğunu atmakken; arkadaşım, "yaz aşkı" bulmak uğruna kız peşinde koşup,diskolarda etnik figürler sergileyip, gerdan kırmaktan bitap düşmüş.. bu kadar sürede türk kızıyla yakınlaşmanın zorluğundan dem vurup, seneye daha fazla paraya kıyıp kemer'e gideceğini, çünkü onun da başka bir arkadaşının kemer'de aynı süre zarfında 3 tane yabancı uyruklu turistle ilişkiye girdiğini belirtiyor.. 'tabi abi yaa.. geniş insanlar bi kere.. hem ayrıca esmer erkeklerden çok hoşlanıyorlarmış kanka..' diyerek, güney sahillerindeki sıcak sulara inme hayalini gerçekleştirememiş biri olarak çok iddialı konuştuğumu düşünüyorum..

siz de böyle bir arkadaşa sahipseniz ve tatile nereye gittiğini öğrenmek istiyorsanız ya buzdolabına bakmanız ya da bir sigara yakmanız yeterlidir.. böyle arkadaşlar, üzerinde gittiği tatil beldesinin simgesi bulunan ucuz küllük yada buzdolabı magneti almadan dönmezler.. aldıkları magnetleri büyük bir titizlik ve gururla buzdolabında sergilemekten aldığı hazzı anlatmaya ise kelimeler kiyafetsiz kalır..

işte sigaramın son nefesini çekip, izmaritini avşanın masmavi denizinde söndürürken, arkadaşımın; 'artık seneye de kemer'de söndürürsün sigaranı..' esprisi ve şen kahkahaların yankılanmasıyla son bulan yazı..

ha ha ha ..!!